Başkanlık Sarayında Ağırlanan Turist (Abhazya)

1992 Yılında Gürcistan’a karşı vermiş oldukları savaşın ardından 1994 yılında bağımsızlığını ilan eden, Karadeniz’in diğer yakasındaki bu ufak ülkenin tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Gürcistan başta olmak üzere birçok ülkenin bağımsız olarak kabul etmeği bu bölge’yi Dünya üzerinde pek az devlet tanımaktadır. Abhazya’nın ekonomisi büyük ölçüde Rusya’ya bağlıdır. Aphazca kadar Rusça’nın da yaygın olarak konuşulduğu ülkede, Rus para birimi olan Ruble kullanılmaktadır. Abhaza (Abaza) veya Abazinler olarak bilinen bu Kafkas halkı’nın 240.000’lik nüfusunun yanı sıra yaklaşık 35.000’i Rusya’da ve 150.000’i Türkiye’de olmak üzere civar ülkelerde de ayrıca nüfusa sahiptir. (Bazı kaynaklar Türkiye’deki Abhazaların nüfusunun 300.000’e yakın olduğu görüşündedir).

Başkanlık ikametgahı önünde, Jamal ile.

Yeşilliği ve güzel sahilleri ile meşhur Abhazya, Rusya ve yakın coğrafya ülkeleri dışında pek popüler olmasa da, bir şekilde yolunu düşüren herkesin, doğasına hayran kalacağı bir ülke. Her biri deniz kıyısına sıralanmış, 7 şehirden oluşan ülkenin her noktasından kısa sürede güzel bir kumsala ulaşmanız mümkün. Rusya’da doktora yaptığım Üniversite’den Abhazyalı arkadaşım Jamal’in davetini kırmayıp, Rusya’nın Soçi şehri üzerinden ülkeye giriş yaptım. Jamal'in beni sınırda karşıladıktan sonra, muhabbet esnasında bir ara “babam başkan olunca” gibi bir şey söylediğini fark edince. Anlam veremeyip sordum. Jamal, “Evet, Babam geçen ay devlet başkanı oldu” diye yeniledi. Ben ise babasının politikacı olduğunu bile haberdar değildim.


İlk önce Rusya sınırına yakın Gagra şehrinde kalıp, mükemmel renklere sahip mavi gölü, ardından dipsiz delik adı verilen dünyanın en eski ve en büyük mağaralarından birini ve başlı başına her yerini gezmesi 1 gününüzü alabilecek harikalıktaki Ritsa gölü ve civarını gezdikten sonra son gece başkente doğru yol aldık. Jamal’in babası bizi son gecemizde başkanlık konutunda ağırladı. Mükemmel manzaralı, dünyanın her bir yerinden egzotik bitkiler ile donatılmış bir bahçede, 19. yüzyılda inşa edilmiş, estetik bir mimariye sahip olan bu evin odalarında insan kendini küçük hissediyor. Jamal’in inanılmaz mütevazı babası bizimle özel odalarında uzunca bir muhabbete daldı. Annesi ikramlarda bulunuyor, alt kattaki çalışanlara rağmen işleri kendisi hallediyordu. Belki olması gerekenden çok farklı bir davranış biçimi değildi ancak mevki ve statünün, kibir ve yüksek ego ile beraber geldiği onca örnek var iken, bir Devlet Başkanı’nın böylesine rahat ve candan olması sizde saygı ve sempati uyandırıyor. 

Bütün misafirperverliğe rağmen üzerimden atamadığım mahçubiyetim ile.


Efe Tanay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...